27 Ekim 2017 tarihinde Gürcistan Başbakanı Georgy Kvirikashvili hükümet toplantısında, Gürcistan Hükümeti'nin Abhaz dilini korumak ve geliştirmek için özel bir devlet programı geliştirmeyi planladığını söyledi.
Bilindiği üzere 2007 tarihinde Antwerp'teki Abhaz diasporası temsilcileri kongresinde 27 Ekim günü Abhaz Diasporasının yaşadığı tüm ülkelerde kutlanan Abhaz Dili Günü olarak ilan edilmiştir.
Gürcistan Başbakanı özellikle 27 Ekim tarihini seçerek Abhaz dilini koruma konusundaki endişelerini dile getirmiş ve uygun bir devlet programının hazırlanacağını ilan etmiştir.
Gürcü otoritelerinin Abhazya ve Abhazya halkına yönelik politikalarının popülism ve ikiyüzlülükle karakterize olduğu iyi bilinmektedir. Gürcü otoriteleri bir yandan Abhazya'yı ve vatandaşlarını uluslararası izolasyona tabi tutmak için çok büyük çabalar sarf etmektedir; diğer yandan ise Abhaz dili ve kültürünü korumak adına ilgilerini göstermeye çalışmaktadırlar.
Bu bağlamda bir anda Abhaz dilini korumaya dair sorunlarla ilgilenmeye başlayan Gürcü Başbakanı'na; 22 Ekim 1992 tarihinde Gürcü silahlı birlikleri tarafından Suhum işgal altındayken yakılan Abhaz Dil, Edebiyat ve Tarih Enstitüsü ile Abhazya Devlet Arşivi'ni hatırlatmak isteriz.
Bu vandalist eylem sonucunda Abhazya tarihi ve kültürüne dair benzersiz belge ve materyaller tahrip olmuştur. Bu gerçekler yıllar içerisinde bir kez daha göstermiştir ki; Gürcü siyasi elitlerinin tüm çabaları, tarihsel hafızası ve kültürel kimliği ortadan kaldırılması planlanan Abhaz halkının tamamen yok edilerek soykırım yapılmasını amaçlamaktadır.
Bu zeminde; mevcut Gürcü yönetiminin sergilediği silahlı saldırı eylemi gerçekleştirdiği ve tamamen yok etmeye çalıştığı Abhaz halkının kültürü ve gelenekleri için endişe içeren girişimleri bütünüyle alaycıdır.
Gürcistan Başbakanı'nın açıklamalarını, Abhaz halkıyla uzlaşmaya yönelik barış girişimleri gibi göstermek için bir başka popülist girişim olarak görüyoruz.
Ne yazık ki pratikte bu durum Gürcistan politikasının Abhazya Cumhuriyeti ve halkına karşı saldırgan ve düşmanca tutumuna devam ettiğini göstermektedir.
Bilindiği üzere 2007 tarihinde Antwerp'teki Abhaz diasporası temsilcileri kongresinde 27 Ekim günü Abhaz Diasporasının yaşadığı tüm ülkelerde kutlanan Abhaz Dili Günü olarak ilan edilmiştir.
Gürcistan Başbakanı özellikle 27 Ekim tarihini seçerek Abhaz dilini koruma konusundaki endişelerini dile getirmiş ve uygun bir devlet programının hazırlanacağını ilan etmiştir.
Gürcü otoritelerinin Abhazya ve Abhazya halkına yönelik politikalarının popülism ve ikiyüzlülükle karakterize olduğu iyi bilinmektedir. Gürcü otoriteleri bir yandan Abhazya'yı ve vatandaşlarını uluslararası izolasyona tabi tutmak için çok büyük çabalar sarf etmektedir; diğer yandan ise Abhaz dili ve kültürünü korumak adına ilgilerini göstermeye çalışmaktadırlar.
Bu bağlamda bir anda Abhaz dilini korumaya dair sorunlarla ilgilenmeye başlayan Gürcü Başbakanı'na; 22 Ekim 1992 tarihinde Gürcü silahlı birlikleri tarafından Suhum işgal altındayken yakılan Abhaz Dil, Edebiyat ve Tarih Enstitüsü ile Abhazya Devlet Arşivi'ni hatırlatmak isteriz.
Bu vandalist eylem sonucunda Abhazya tarihi ve kültürüne dair benzersiz belge ve materyaller tahrip olmuştur. Bu gerçekler yıllar içerisinde bir kez daha göstermiştir ki; Gürcü siyasi elitlerinin tüm çabaları, tarihsel hafızası ve kültürel kimliği ortadan kaldırılması planlanan Abhaz halkının tamamen yok edilerek soykırım yapılmasını amaçlamaktadır.
Bu zeminde; mevcut Gürcü yönetiminin sergilediği silahlı saldırı eylemi gerçekleştirdiği ve tamamen yok etmeye çalıştığı Abhaz halkının kültürü ve gelenekleri için endişe içeren girişimleri bütünüyle alaycıdır.
Gürcistan Başbakanı'nın açıklamalarını, Abhaz halkıyla uzlaşmaya yönelik barış girişimleri gibi göstermek için bir başka popülist girişim olarak görüyoruz.
Ne yazık ki pratikte bu durum Gürcistan politikasının Abhazya Cumhuriyeti ve halkına karşı saldırgan ve düşmanca tutumuna devam ettiğini göstermektedir.