25 Şubat tarihinde Avrupa Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, devlet sınırı olan Ingur Nehri üstündeki Bgoura (Otobaya) ve Bataiguara (Nabakevi) geçiş noktalarının kapatılmasına yönelik planlar hakkında “kaygılarını” ifade ettiği bir bildiri yayınladı.
Açıklamada, geçiş noktalarının kapatılmasının "idari sınır çizgisinin her iki tarafındaki okul çağındaki çocuklar da dahil olmak üzere halkın dolaşım özgürlüğü için ağır sonuçlara yol açacağı" ve "olayların ortaya çıkma riskini artırdığını" kaydetti. “Tek taraflı alınan böyle bir kararın, çatışmadan etkilenen nüfusa yönelik yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve güvenliğin arttırılmasına yönelik taahütlerle ters düştüğü” ifade edilmiştir. Açıklamanın sahiplerine göre bu karar “durumu normalleştirme çabalarına, çatışmanın uzun vadede çözümüne ve bölgedeki istikrarın devamına yardımcı olmayacak bir atmosfer oluşturmaktadır.”
Abhaz tarafının Cenevre görüşmeleri eşbaşkanları aracılığıyla Bayan Mogherini’ye geçen yılın Aralık ayında gönderdiği resmi mektupta Abhazya Cumhuriyeti vatandaşlarının karşılaştığı temel insan haklarına yönelik sıkıntılar çerçevesinde, özellikle seyahat hakkı konusundaki engeller ve sınırlamaların da iletildiği göz önünde bulundurulursa, AB tarafından yapılan bu tür açıklamaların son derece alaycı olduğu görünüyor.
Abhazya vatandaşlarına yönelik böylesi bir ayrımcı yaklaşımın planlayıcılarının, Abhazya’nın uluslararası izolasyonu için her yolu kullanan Gürcistan yetkilileri olduğu not edilmiştir.
Abhazya tarafından iletilen mektupta, AB ülkeleri de dahil olmak üzere Abhazya Cumhuriyeti’nin ulusal pasaportlarının resmi seyahat belgeleri olarak tanınarak seyahat hakkı verilmesine dair sağlanabilecek olanaklar konusunun açıklığa kavuşturulması da istendi. Uluslararası diplomatik teamüllerde kısıtlı tanınmaya sahip, BM üyesi olmayan ülkelerin ulusal pasaportlarının seyahat belgeleri olarak kullanımına dair örnekler de işaret edilmiştir. Ancak Avrupa organlarının Abhazya Cumhuriyeti’nin sorunlarına yönelik tutumunu net bir şekilde gösteren bir örnek olarak, bu mektuba Bayan Mogherini’den resmi bir yanıt alınamadı.
Bahsi geçen iki sınır kapısının Abhazya Hükümeti tarafından kapatılması ile ilgili olarak, bu kararın tamamen Abhazya Cumhuriyeti yasalarına uygun olduğu ve vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için alındığı tekrar edilmektedir. Aynı zamanda “Ingur” sınır kapısının kapasitesinin arttırılması, konforlu otobüs servisleri ve tamir edilmiş yollar da dahil olmak üzere sınır geçişini kolaylaştırmak için uygun tedbirlerin tümü alınmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, Avrupalı yetkililerin Gal bölgesi hakkındaki insan hakları ihlalleri iddiaları ikna edici görünmemektedir. Eğer AB yetkilileri yalnızca Abhazya’nın Gal bölgesine değil de geniş bir biçimde Abhaz vatandaşlarının uluslararası izolasyonu sorununa baksalardı bu çok daha mantıklı olurdu.
Açıklamada, geçiş noktalarının kapatılmasının "idari sınır çizgisinin her iki tarafındaki okul çağındaki çocuklar da dahil olmak üzere halkın dolaşım özgürlüğü için ağır sonuçlara yol açacağı" ve "olayların ortaya çıkma riskini artırdığını" kaydetti. “Tek taraflı alınan böyle bir kararın, çatışmadan etkilenen nüfusa yönelik yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve güvenliğin arttırılmasına yönelik taahütlerle ters düştüğü” ifade edilmiştir. Açıklamanın sahiplerine göre bu karar “durumu normalleştirme çabalarına, çatışmanın uzun vadede çözümüne ve bölgedeki istikrarın devamına yardımcı olmayacak bir atmosfer oluşturmaktadır.”
Abhaz tarafının Cenevre görüşmeleri eşbaşkanları aracılığıyla Bayan Mogherini’ye geçen yılın Aralık ayında gönderdiği resmi mektupta Abhazya Cumhuriyeti vatandaşlarının karşılaştığı temel insan haklarına yönelik sıkıntılar çerçevesinde, özellikle seyahat hakkı konusundaki engeller ve sınırlamaların da iletildiği göz önünde bulundurulursa, AB tarafından yapılan bu tür açıklamaların son derece alaycı olduğu görünüyor.
Abhazya vatandaşlarına yönelik böylesi bir ayrımcı yaklaşımın planlayıcılarının, Abhazya’nın uluslararası izolasyonu için her yolu kullanan Gürcistan yetkilileri olduğu not edilmiştir.
Abhazya tarafından iletilen mektupta, AB ülkeleri de dahil olmak üzere Abhazya Cumhuriyeti’nin ulusal pasaportlarının resmi seyahat belgeleri olarak tanınarak seyahat hakkı verilmesine dair sağlanabilecek olanaklar konusunun açıklığa kavuşturulması da istendi. Uluslararası diplomatik teamüllerde kısıtlı tanınmaya sahip, BM üyesi olmayan ülkelerin ulusal pasaportlarının seyahat belgeleri olarak kullanımına dair örnekler de işaret edilmiştir. Ancak Avrupa organlarının Abhazya Cumhuriyeti’nin sorunlarına yönelik tutumunu net bir şekilde gösteren bir örnek olarak, bu mektuba Bayan Mogherini’den resmi bir yanıt alınamadı.
Bahsi geçen iki sınır kapısının Abhazya Hükümeti tarafından kapatılması ile ilgili olarak, bu kararın tamamen Abhazya Cumhuriyeti yasalarına uygun olduğu ve vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için alındığı tekrar edilmektedir. Aynı zamanda “Ingur” sınır kapısının kapasitesinin arttırılması, konforlu otobüs servisleri ve tamir edilmiş yollar da dahil olmak üzere sınır geçişini kolaylaştırmak için uygun tedbirlerin tümü alınmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, Avrupalı yetkililerin Gal bölgesi hakkındaki insan hakları ihlalleri iddiaları ikna edici görünmemektedir. Eğer AB yetkilileri yalnızca Abhazya’nın Gal bölgesine değil de geniş bir biçimde Abhaz vatandaşlarının uluslararası izolasyonu sorununa baksalardı bu çok daha mantıklı olurdu.